Bugün 25 Kasım; Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü… Kadınlar dünyanın dört bir yanında şiddete ve kadın düşmanı politikalara karşı alanlara çıkıyor, haklarını talep ediyor. Türkiye’de de kadınlar bugün kadına yönelik şiddetin son bulması, uluslararası sözleşmelerin hayata geçmesi, yoksulluğun son bulması, eşit ve özgür bir yaşam için sokaklara çıkıyor.
Türkiye’de 2024 yılının ilk 10 ayında en az 343 kadın öldürüldü. Kadın ve çocuklara yönelik şiddet vakaları her geçen gün artarken cezasızlık politikaları ve cinsiyet eşitsizliği şiddet ve cinayetleri körüklüyor. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması ile birlikte kadına yönelik suçlarda yaşanan artışa dikkat çeken kadın örgütleri 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yükümlülüklerinin de yerine getirilmediğine vurgu yapıyor.
Ekonomide yaşanan gidişat da kadınlara şiddet ve eşitsizliğin derinleşmesi olarak yansırken özellikle kadın işsizliği giderek artıyor ve kadınları reel ücretlerinde düşüş yaşanıyor.
Öte yandan birçok belediyeye atanan kayyımların da kadın kazanımlarını hedef aldığına dikkat çekiliyor.
TAKSİM BİR KEZ DAHA KADINLARA KAPATILDI
Bu tablo karşısında kadınlar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hakları ve gelecekleri için alanlara çıkıp mücadele ediyor. İstanbul’da ise kadınların Taksim’de yapmak istediği eylem yasakladı. 25 Kasım Kadın Platformu bugün saat 19.30’da Taksim Tünel’de buluşma çağrısı yaparken İstiklal Caddesi’ne çıkan sokaklar polis ablukasına alındı, metro ve tramvay seferleri de durduruldu.
‘YASAĞA RAĞMEN YAN YANA GELECEĞİZ’
Yasaklara tepki gösteren kadınlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da talepleri için alanda buluşacaklarını vurguladı.
Gazete Duvar’a konuşan 25 Kasım Kadın Platformu’ndan Rüya Kurtuluş, saat 15.00 itibarıyla sokaklar kapatıldıktan sonra buluşma yerleri konusunda duyurular yapacaklarını söyleyerek kadınlara sosyal medya hesaplarını takip etmeleri için çağrı yaptı.
Yasak kararını “Bu tür yasak kararları siyasi iktidarın kadın politikalarının açık göstergesidir” sözleriyle değerlendiren Kurtuluş, şu açıklamayı yaptı:
“Son yıllarda 25 Kasımlarda yasak kararı getiriliyor. Bu yıl da tamamen sokakları kapatacakları, Taksim’i izole edecekleri bir karar verdiler. Daha önceki yasaklara karşı da biz buluşmayı başardık, yan yana gelebildik. Aslında bu yasak kararı Valiliğin İstanbul Emniyeti’nin kadına yönelik şiddet faili olduğunu ifşa etme kararıdır. Çünkü kadınların şiddete karşı yürüyüş hakkını engellemeye çalışıyorlar.
İçişleri Bakanı daha birkaç gün önce öldürülen kadınları kapıyı açtığı için suçladı. Şiddete karşı koruyucu, önleyici politikalar geliştirmesi gereken bakanlığın böyle bir açıklama yapması zaten ‘kadına yönelik şiddetle ilgili bir politikamız yok, kendi başınızın çaresine bakın’ demektir. Şimdi 25 Kasım günü de yürüyüşümüze yasak getirerek bunu sürdürüyorlar. Ama daha önce de bu tür yasaklamalara karşı biz buluştuk, yan yana geldik, eylemimizi en kitlesel biçimde yapabildik. Bu gün de saat 15.00 sonra kapatılacağı söyleniyor. Biz erken saatlerinden itibaren hazırlıklarımıza başladık. 15.00 sonrası da sokaklardaki kapatmaya göre yeni güzergahlar duyurmaya başlayacağız. Kendi kanallarımızdan, sosyal medya hesaplarımızdan duyurular yapacağız. 25 Kasım’da erkek devlet şiddetine karşı bir araya geleceğiz mutlaka. Her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul’daki büyük buluşmamızı yapacağız.
‘BİRBİRİMİZDEN GÜÇ ALIYORUZ’
Bu yıl kadınlar açısından öne çıkan sorunları ve talepleri de özetleyen Kurtulmuş, cezasızlık politikalarının şiddeti körüklediğine vurgu yaparak şöyle konuştu:
“Bu sene de erkek şiddetinin her gün kadınların canını alması en temel başlıklarımızdan. Erkekler, esas olarak devletin engelleyici bir politika üretmemesi ve cezasızlıktan güç alıyor. Bu sene en çok da erkek şiddetinin önlenmemesine karşı, kadınların hayatlarının çalınmasına karşı alanlarda olacağız. Aynı zamanda birkaç gün önce Diyarbakır’da ‘jin, jiyan, azadî’ sloganı yasaklandı. Dünyanın her yerinde yankılanan bir sloganın, ‘kadın, yaşam, özgürlük’ sloganının yasaklanmasına karşı ve kayyım politikalarına karşı alanlarda olacağız. Biz meydanlara çıktığımızda en çok birbirimizden güç alıyoruz. Mücadelemiz birbirimiz için, biz kırıntıları değil, hayatı istiyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
